Kaderi Başka - Bölüm 5: Aile
© Tüm içerikler Kohi'ye aittir, 2024.
Karanlık ve yağmurlu işlek caddede dalgın ve ciddi bir ruh haliyle yürüyen Yankı'nın üzerinde hâlâ siyah takım elbisesinin ceketi vardı. İşten geldikten sonra evdeki misafirler nedeniyle üstünü değiştirmeye üşendiği ve sonrasında balkonda ağabeyiyle tartıştığı için üzerini değiştirmeye vakit bulamamıştı. Hatta evden çıkarken yanına şemsiye bile almayı unutmuştu. Ne kadar ıslanırsa ıslansın umurunda değildi. Yavaş ve emin adımlarla kaldırımda yürürken az önce ağabeyiyle yaptığı konuşmayı düşünmeye başladı.
"Senin gerçek ailen biziz. Unut artık şu rüyayı." demişti ağabeyi ciddi bir sesle.
Sonra aklına kendi söylediği söz geldi: "Bana Atilla deme!"
Sahi neden ona verilen ismi inkâr etmişti ki?
"Orada bir yerlerde beni bekleyen bir ailem olduğuna eminim." diye kendi içinden geçirdi, aklının derinlerinde beliren bir kadın ve bir erkeğin karanlık silüetine sığınarak.
"Orada bir yerlerde beni bekleyen bir ailem olduğuna eminim." diye kendi içinden geçirdi, aklının derinlerinde beliren bir kadın ve bir erkeğin karanlık silüetine sığınarak.
Şirin, ortalığı toplarken kapı çaldı. Yüzünü zilin geldiği yöne, yani dış kapıya doğru döndürmüşken, sesi duyan küçük erkek kardeşi Evren hızla kapıya koştu ve Şirin'e durması için tek eliyle işaret yaptı.
Ablasına "Sen dur ben açarım." dedi.
Evren'in hızına şaşıran Şirin "Tamam." diye cevap verdi.
Kapıdan içeri üzgün bir suratla adım atan Yankı, kitaplık rafında bulunan kitapların arasından doğruca Şirin'e bakarak içeri girdi.
Evren, ağabeyi Batuhan ve ablası Şirin'e seslenerek "Eniştem gelmiş." dedi.
Aslında Yankı'ya takılmak için ona enişte diye hitap etmeyi seviyordu. Yankı ona kızmadığı içinde ona böyle hitap etmeyi sürdürüyordu.
Evren onun üzgün halini ıslaklığına ve yorgun görünüşüne bağladığı için "Dur sana havlu getireyim." dedi ve çekmecenin içinden temiz bir havlu almak için içeri gitti.
Salona giren Yankı'yı gözleriyle takip eden Şirin, Yankı'nın bu üzgün haline bir anlam verememişti.
"Atilla ne oldu, abin ile konuşabildin mi?" dedi.
O sırada çok güzel katlanmış bir havluyla içeri giren Evren, gülümseyerek Yankı'ya havluyu uzattı ve "Al enişte." dedi. Bakışları biraz sertleşen Yankı, sanki Evren ve Şirin'in ağabeyi orada yokmuş gibi konuşmaya başladı.
"Elli kere de anlatsam, yüz kere de anlatsam abim yine aynı. Sürekli inkâr ediyor."
Ne diyeceğini bilemeyen Şirin, Yankı'nın yüzüne öylece bakmaya başlayınca, Yankı tekrar konuştu.
"Seni bana yardım et diye zorlayamam ama yardımına da ihtiyacım var."
Evren ne olduğunu anlamadığı için kaşlarını çatarak ablası Şirin'e işaret yaptı ama Şirin onun işareti yerine Yankı'ya odaklandığı için kardeşini görmezden gelmiş gibi oldu, aynı Yankı'nın az önce Evren'e yaptığı gibi...
İşaretine herhangi bir cevap alamayan Evren, Atilla'nın havluyu kendi elinden almayacağını düşündüğü için masanın üzerine bıraktı ve olayları dinlemek için salonda kalmaya karar verdi. Sessizce dibindeki sandalyeyi çekip oturdu ve konuşmalara kulak kabarttı.
"Sana her şeyden çok yardım etmek istiyorum Atilla," diye içinden geçiren Şirin lafının geri kalanını sesli bir şekilde dile getirdi. "Tamam ama burada olmaz. Bir yerde oturup konuşmamız lazım."
Yankı gözlerini ayakta duran ve o geldiğinden beri herhangi bir tepki vermeyen Şirin'in ağabeyine dikti. "Peki, dışarı çıkmak için Şirin'in abisini nasıl ikna edeceğim?" diye içinden geçirdi.
Şirin sanki Yankı'nın içinden geçenleri duymuş gibi hemen ağabeyi Batuhan'ın koluna girdi ve gülümsedi, sonra onu ikna etmek için onunla tatlı tatlı konuşmaya başladı.
"Abiciğim şöyle otursana. Benim Atilla'ya yardım etmem lazım. Dışarı çıkmamıza izin verebilir misin?"
Batuhan koltuğa oturduktan sonra onun arkasına geçen Şirin, ağabeyinin boynuna sarıldı ve yanağını öptü.
Şirin'in ağabeyi "Bugün keyfim yerinde olduğu için izin veriyorum ama bu son. Bir daha akşam çıkamazsınız." deyip odasına geçtiğinde Yankı'nın gözleri iyice dolmuştu.
Şirin çantasını ve şemsiyesini almak için hızla odasına giderken, Yankı masanın üzerindeki uzun havluyu alıp saçlarını ve ceketini kuruladı, daha sonra da eliyle Evren'in saçlarını karıştırıp ona havlu için teşekkür etti ve hâlini hatırını sordu.
Yaklaşık on beş dakika sonra üzerinde az öncekinden farklı bir kıyafetle salona gelen Şirin, üstü başı iyiden iyiye kurumuş olan Yankı ile dışarı çıktı. Geçen seferden farklı olarak bu sefer dört bir yanı kapalı olan bir kafeye geldiler. Onlara göre yağan yağmurdan dolayı burası daha iyi bir seçenekti.
Birkaç masa hariç tıklım tıklım dolu olan dükkanın içinde, ortalarda bir yere gelen Yankı, Şirin'e "Burası nasıl?" diye sordu.
Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiren Şirin, masaya baktı ve Yankı'ya öyle cevap verdi: "Çok güzel."
Yankı, Şirin'in oturabilmesi için sandalyesini ondan önce çekti ve onu buyur etti, sonra onun karşısına geçip kendisi oturdu. İçindeki merakı bastıramayan Şirin ise daha fazla sabredemediği için Yankı'ya hızla sorusunu sordu.
"O zaman soruları sormaya başlıyorum. Çok akrabanız olmadığını bildiğim için onların arasından en az görüştüğünüz... Dur bu olmadı. Hiç görüşmediğiniz ailenin soyadı ne, bana söyleyebilir misin?"
Bu ne biçim soru böyle dermiş gibi suratını ekşiten Yankı, ufak bir düşünce akışının ardından "Ortaokul zamanlarımda abimin dolabını karıştırmıştım. Oradaki eski defterlerin birinde aileden olan insanların adı soyadı yazılıydı. Yalnız farklı soyadına sahip olan birisi vardı, neydi... Baharlı bir şeydi... Bir dakika... Bahar, Bahar, Bahar. Heh, hatırladım. Bahar. Bahar SONBAHAR... İlgi çekici diye aklımda kalmış sanırım... Ayrıca bu isim ve soyadına sahip birisiyle görüşmüyoruz. O zaman ilginç gelmişti ama üstelememiştim..." Yankı elini yumruk yapıp burnunun altına yerleştirdi ve "Bu soruyu niye sordun ki?" diye Şirin'in sorusunu yanıtladı.
Şirin kendinden çok emin bir şekilde "Buldum." diye cevap verdi.
"Neyi buldun?"
Ciddi bir tavır takınan Şirin çokbilmiş bir ses tonuyla cevap verdi. "Belki de sen onların çocuğu olduğun için ailen onlarla görüşmüyordur..."
Eli istemsizce masaya düşen Yankı, dudakları birbirine sıkıca kenetlenmiş ve gözleri kocaman açılmış bir ifadeyle Şirin'e baktı.
Yorumlar
Yorum Gönder