Kaderi Başka - Bölüm 2: Doğma ve Büyüme


© Tüm içerikler Kohi'ye aittir, 2024.

Babası, doğalı birkaç gün geçmiş oğlu için büyük salonda verdiği bebek partisinde, halasının gözleri önünde, oğlunun alnını öperek "Bugünden itibaren oğlumun adı Yankı olacak." dedi. Bebek, babası alnını öperken kolunu yukarı aşağı sallıyordu. Bu yüzden sağ bileğindeki kırmızı bileklik ve ucunda sallanan minik yıldız göze çarpan ilk şeydi. Duvarlar buz mavisi rengine boyanmıştı ve içlerinden bir tanesi ışıltılı yıldızlar ile süslenmişti. Evdeki her şey göz kamaştırıcıydı.

Aynı zamanda başka bir yerde çocuğun sonradan bakıcısı olacak kadın, o zamanlar komşusunun kızı olan bebeği kucağında sallayarak annesine doğru döndü ve "Evet anne, bugünden itibaren ona Mevsim diyeceğiz." dedi, sonra kızı alnından öptü. Küçük bebeğin sol bileğinde aynı oğlanın bileğindeki gibi kırmızı bir bileklik ve ucunda sallanan minik bir yıldız vardı. Odadaki duvarlar uçuk pembeye boyanmıştı ama bu ev diğer eve göre daha sadeydi. Bu aile, o aileye kıyasla daha mütevazı bir hayat sürüyordu.

Başka bir konumda ise hapishanede doğum yapmış, ağlayan bir anne "Onun adı Mavi olsun. Büyüyünce tatlı bir kız olacağından eminim." dedi, elindeki kızı karşısındaki kırklı yaşlarının sonunda olan kadına vererek.

Hani derler ya: "Asıl önemli olan birisinin nasıl doğduğu değil, nasıl büyüdüğüdür..." diye, işte bu hikaye de onlardan birisi...

22 yıl sonra yani şimdi, ikisi de sokakta az sonra ne yaşayacaklarını bilmeden öylece yağmurun altında yürüyordu... Şu anki ruh hallerini yansıtacak şekilde giyinmişlerdi. Oğlan baştan aşağı siyahlara bürünmüştü: siyah gömlek, siyah pantolon ve siyah ayakkabı... Kız ise beyaz, kısa bir elbise ve pembe, ince bantlı topuklu ayakkabı giymişti. Oğlan üzgün olduğu için elleri aşağıdaydı. Kız ise neşeliydi, bu yüzden ellerini yukarı kaldırmış avucunda yağmur tanelerini biriktiriyordu. Sonra bir anda diğer ikisi çıkageldi. Şirin, hüzünle yürüyen Yankı'nın uzun boyuna rağmen şemsiyeyi yukarı kaldırarak onu yağmurun şiddetinden korumaya çalıştı. Onur ise pek faydası olmasa bile Mevsim'i yağmurdan korumak için elindeki kalın kapaklı dosyayı onun başının üstüne götürdü. Şimdi ikisi de durmuş yukarı doğru bakıyordu. Aynı anda gözlerini kırparak kendilerini yağmurdan korumaya çalışan kişilere döndüler. Şirin, kendisine bakan Yankı'dan utandığı için önce gözlerini ondan ayırdı ama sonra yine onun yüzüne bakmaya başladı. Onur, Mevsim üşümesin diye takım elbisesinin ceketini onun omuzlarına koymuştu. Mevsim, bu jest karşısında başını faydası yok dermiş gibi sağa sola sallasa da, ona tebessüm eden Onur'u geride bırakarak, kafasının üstünde tuttuğu dosya ile yürümeye başladı. Bu sırada Yankı ve Şirin ıslanmamak için aynı şemsiyenin altında yürümeye başlamıştı bile.

Şirin, Yankı'ya siyah çantasını uzatarak "Ofiste unutmuşsun. Arkandan bağırdım ama duymadın." dedi. Yankı, ona gülümseyerek Şirin'in elinden çantasını aldı. "Yaa... Teşekkür ederim. Bugün biraz dalgınım. Kusura bakma." dedi.

Onur da aynı Yankı gibi siyah gömlek giymişti ama bunu Mevsim bilmesine rağmen Yankı bilmiyordu. Arkasına dönmüş, ona gelmesi için işaret yapan Mevsim'e bakan Onur, "Mevsim'in omuzlarında duran siyah ceketten dolayı bizi arkadan izleyen birisi için ikimizde siyah giyinmiş bir çift gibi gözükürüz herhalde." diye içinden geçirdi. Sonra vakit kaybetmeden Mevsim'in yanına koştu ve beraber yürümeye başladılar.

Onur ve Şirin bugünlerine az da olsa neşe katmışlardı...

Dışarıda şiddetli yağmur yağmasına rağmen, altın rengi elbisesiyle sıcak arabanın arka koltuğunda mutlu bir şekilde cama kalp çizen Mavi, az önce biten partiyi düşünüyordu. Mevsim ve Onur'un eve beraber yürüdüklerinden haberi olmadığı için bu kadar mutluydu.

Ama bu dörtlünün bilmediği bir şey varsa, o da aynı sokakta, iki zıt kaldırımda, aynı anda yürümeleri ve Mavi'nin arabasının, onlar yürürken aralarından geçip gitmesiydi.

Birbirine sıkıca düğümlenmiş hayatları olduğundan habersiz olan beş kişi... Peki bu beşlinin hayatları nasıl şekillenecekti?



Yorumlar

Popüler Yayınlar